Basel II 1.Yapısal Blok Riskleri
Kredi Riski
Kredi riski; nakdi kredilerde borçlunun beklenen anapara-faiz ödemelerini ve diğer yükümlülüklerini gerçekleştirememesi, alımı yapılan menkul kıymeti ihraç eden kurumun yükümlülüklerini yerine getirememesi, gayri nakdi kredilerde garanti sağlanan finansman kuruluşuna veya sigorta teminatı sağlanan ihracatçıya/müteahhide/kuruluşa Banka tarafından tazminat ödenmesi sonucu ortaya çıkan kayıpları ifade etmektedir.
Varlıkların risk ağırlıkları BDDK tarafından düzenlenen yönetmelik çerçevesinde belirlenmektedir.
Yıllık programlarda belirlenen Banka’nın alt krediler bazındaki hedeflerinin gerçekleştirilebilmesini teminen Yönetim Kurulu’na verilen yetki çerçevesinde kredi kullandırılmaktadır.
Türk Eximbank’ın kredi, garanti ve sigorta faaliyetleri nedeniyle yüklendiği politik risklerden doğan zararları 3332 sayılı Kanun’a 3659 sayılı Kanun’la eklenen 4/C Maddesi ve 28 Mart 2002 tarih ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun uyarınca Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından karşılanmaktadır. Uluslararası Krediler, işlem bazında Yönetim Kurulu Kararı ve 28 Mart 2002 tarih ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 10’uncu maddesi gereğince Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bağlı olduğu Bakan Onayı ile uygulamaya konulmaktadır. Banka’nın yıllık programında herhangi bir ülkenin limiti, gerek üstlenilebilecek azami risk gerekse yıl içi kullandırım bazında sınırlandırılmaktadır.
Uluslararası kredilerde asli teminat olarak devlet garantisi veya Türk Eximbank’ın muteber kabul ettiği banka garantisi aranmaktadır. Devlet garanti mektupları borçlu ülkenin mevzuatına bağlı olarak Maliye veya Ekonomi Bakanlığı tarafından düzenlenebilmektedir. Garanti mektupları krediye ilişkin anapara, faiz ve diğer tüm masrafların ödeneceğini taahhüt etmekte ve kredinin vadesi süresince geçerliliğini korumaktadır. Devlet garantisi teminatına ek olarak, borçlunun statüsüne ve projeye bağlı olarak borç senetleri, ilgili ülkenin yetkili makamlarınca düzenlenen “comfort letter” ve “emanet hesap” gibi ilave teminatlar da talep edilebilmektedir.
Ülkelerin kredi değerliliği açısından, OECD ülke risk gruplamaları, Berne Union üyesi kurumların raporlamaları, bağımsız kredi derecelendirme kuruluşlarının raporları, Banka bünyesinde hazırlanan ülke raporları ve riski alınan bankaların mali tabloları düzenli olarak izlenmektedir.
Firma ve bankaların risk ve limitleri günlük ve haftalık olarak sorumlu birimlerce izlenmekte ve anlık olarak iptal edilebilmektedir. Yurt içi ve Yurt dışı banka limitleri gereksiz tahsis edilen limit tutarların sadeleştirmeye gidilerek Basel III Kuralları ile tam uyumlu hale getirilmesini esas alan bir Banka metodolojisi kullanılarak hesaplanmaktadır.
Bankaların mali analiz grupları baz alınarak, ortaklık yapısı, bir gruba ait ise grubun firmaları, yabancı banka statüsünde ise merkezi ile ilgili gelişmeler, uluslararası derecelendirme kuruluşlarından aldığı notlar, yönetim kalitesi ve basın-yayın organlarından edinilen bilgiler gibi bazı sübjektif kriterlerin değerlendirilmesi sonucunda nihai risk grupları belirlenmektedir.
Firmalardan temin edilen finansal ve organizasyonel bilgilerin yanı sıra çeşitli kaynaklardan (TCMB memzuç kayıtları, Ticaret Sicil Gazeteleri, Ticaret Odası kayıt bilgileri, Ticaret Bakanlığı verileri, Bankalar, aynı sektörde faaliyet gösteren diğer firmalar vb.) yararlanılarak, doğrulama ve kapsamlı araştırma yöntemi izlenmektedir. Diğer taraftan Banka, firmaya ait son üç yıllık mali tabloların analizinin yanı sıra firmanın içinde bulunduğu sektörün mevcut durumu, yurt dışındaki hedef pazarlardaki ekonomik ve politik gelişmeler, firmanın yurt içindeki ve yurt dışındaki rakipleri karşısındaki avantaj ve dezavantajları, bunları etkileyen unsurlar da dikkate alınarak firmanın genel bir değerlendirmesini yapmaktadır. Öte yandan, Türk Eximbank’la ilişkisi olan firmanın bir holding veya holdingleşmemiş bir grup bünyesi içinde faaliyet göstermesi durumunda ise firmanın içinde bulunduğu grubun faaliyetlerini etkileyebilecek gelişmeler ile grup bazında banka borçları da yakından incelenerek, firma değerlendirmesinde grup riski unsuru dikkate alınarak firma analiz raporu hazırlanmaktadır.
Banka, gerçekleştirdiği tüm yabancı para cinsinden işlem ve türev finansal ürünlerde, Yönetim Kurulu tarafından onaylanmış limitler çerçevesinde hareket etmektedir. Kredi riskinin sektörel ve coğrafi dağılımı, Türkiye ihracat kompozisyonuna paralellik göstermekte ve düzenli olarak izlenmektedir.
Banka, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun kredi sınırları ile ilgili 54 üncü maddesi hükümlerine tabi değildir. Bununla birlikte Banka, Bankacılık Kanunu tarafından getirilen genel kredi sınırlamalarına uyma konusunda özen göstermektedir. Teminatlandırma politikası gereğince, büyük ölçüde yurt içi banka riskine dayalı kredilendirme yapıldığı cihetle Banka, ekonomik konjonktüre bağlı olarak kredilendirme misyonunu yerine getirebilmek amacıyla tek bir banka için hazine işlemleri hariç olmak üzere nakdi ve gayri nakdi toplam kredi riski tutarının %20’sine kadar risk üstlenebilmektedir.
Türk Eximbank’ın, gerek kısa gerekse orta ve uzun vadeli kredi programları, Yönetim Kurulu’nun onayladığı finansal koşullarla (vade, faiz, teminat vb.) ve çerçeve uygulama esaslarına bağlı kalınarak uygulanmaktadır. Kredi fiyatlamasında kaynak maliyeti, işlemin vadesi, teminat yapısı, piyasalarda faiz oranlarındaki değişim göz önüne alınarak Aktif-Pasif Komitesi tarafından belirlenmekte ve Banka’nın ihracatçılara mevcut piyasalar ve riskli/yeni ülkelerde rekabet gücü kazandıracak maliyetlerle finansman imkânı sağlama misyonu gözetilmektedir.
Sigorta programları kapsamında oluşan ticari ve politik riskler her yıl yenilenen anlaşmalar ile reasürör firmalara devredilmektedir. Genel ilke olarak, bahse konu risklerin belli bir oranı Türk Eximbank üzerinde tutulur. 2022 yılı itibarıyla söz konusu oran %40’tır.
İhracat kredi sigortası faaliyetleri çerçevesinde, prim oranları, alıcının yerleşik olduğu ülkenin risk grubu, sevkiyatın ödeme şekli ve vadesi, alıcının türü (kamu ya da özel) ve alıcının risk grubu göz önüne alınarak tespit edilmektedir. Ülkenin, alıcının veya ödeme şeklinin riskliliği arttıkça ya da sevkiyatın vadesi uzadıkça, prim oranları yükselmektedir. Prim oranlarının belirlenmesine esas teşkil eden fiyatlandırma stratejisi; piyasa koşulları, ihracat kredi sigortası hizmetinin uluslararası ölçekteki fiyatları ve geçmiş yıllarda tecrübe edilen zarar büyüklüklerine göre oluşturulmaktadır.
Kısa Vadeli İhracat Kredileri ve Döviz Kazandırıcı Hizmetlere yönelik kredilerde bir firmanın ulaşabileceği kredi riski seviyesi aşılmamak kaydıyla, Yönetim Kurulu tarafından belirlenen teminat ve Genel Müdürlükçe belirlenen vade, faiz unsurları dâhilinde Genel Müdürlük Kredi Komitesi kararıyla kredi kullandırılmaktadır. Bu yetki, Banka öz kaynaklarının %1’i ile sınırlıdır.
Sevk Öncesi İhracat Kredileri kapsamında kullandırılan kredilerin teminatı, aracı bankaların kendileri için belirlenen nakdi limitleri tutarında düzenledikleri genel bir teminat mektubu niteliği taşıyan Banka Borçlu Cari Hesap Taahhütnameleridir.
Banka’nın kısa vadeli TL ve Döviz kredileri için nakdi/gayri nakdi yurt içi banka limitleri Yönetim Kurulu tarafından onaylanmaktadır. Yönetim Kurulu’nun belirlediği sınırlar çerçevesinde söz konusu limitlerde değişiklik yapılabilmektedir.
Doğrudan kullandırılan kredilerde; kredinin anapara, faiz ve ihracat taahhüt riski toplamının %100’ü oranında asli teminat tesis edilmektedir. Asli teminat unsurları arasında banka teminat mektubu, devlet iç borçlanma senetleri, Bankamız sigorta poliçeleri, nakit ve menkul kıymet rehni, ipotek ve Kredi Garanti Fonu Kefaleti yer almaktadır.
Banka’nın yıllık programında, Türk Eximbank’ın risk almak kaydıyla uyguladığı yurt dışı sigorta ve uluslararası krediler faaliyetleri kapsamında herhangi bir ülkenin limiti, Türk Eximbank’ın ilgili yıl içinde dış risk yüklenmek suretiyle alabileceği azami taahhüt tutarını, kullandırım limiti ise, uluslararası krediler kapsamında yıl içinde kullandırılabilecek nakdi ya da gayri nakdi kredi tutarını ifade etmektedir.
Yönetim Kurulu tarafından verilen yetki çerçevesinde, belirli tutara kadar olan alıcı limiti talepleri kademeli olarak ilgili birimlerce, söz konusu tutarı aşan bütün alıcı limiti talepleri ise Yönetim Kurulu’nca karara bağlanmaktadır.
Banka tarafından bir firmaya tahsis edilebilecek en yüksek kredi tutarı, ilgili kredilerin Uygulama Esasları’nda yer almakta ve bu tutarlar Yönetim Kurulu kararıyla belirlenmektedir.
5411 sayılı Bankacılık Kanununun 93 üncü maddesine dayanılarak, finansal istikrarın güçlendirilmesine ve kaynakların daha verimli kullanılarak kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasına yönelik atılacak koordineli makro ihtiyati adımlar kapsamında BDDK tarafından yayınlanan ( Risk Merkezi bildirimleri, türev işlemler vb.) çeşitli düzenlemelere ilişkin SYR hesaplamaları gerçekleştirilerek yasal raporlara yansıtılmaktadır.
BDDK raporlamasında kredi riskine dâhil olan karşı taraf kredi riski ise özellikle türev enstrümanların piyasada yaşanan oynaklıklar ve/veya karşı tarafların kredi değerliliğindeki olumsuz görünüm sebebiyle yaşayacağı kayıpları ölçmektedir. İlgili risk Temmuz 2022 itibariyle yürürlüğe giren Basel 3 Standart Yöntem ile hesaplanmaktadır.
Operasyonel Risk
Operasyonel risk, yetersiz veya başarısız dâhili süreçler, personel ve sistemlerden veya harici olaylardan kaynaklanan kayıp riskini ifade etmektedir.
BDDK düzenlemelerine uygun olarak “Temel Gösterge” yaklaşımına göre hesaplanan operasyonel riske esas tutar, Banka’nın sermaye yeterliliği rasyosunun hesaplanmasında Basel II’ nin Birinci Yapısal Blok riskleri kapsamında dikkate alınmaktadır.
Yasal raporlamalara ek olarak Operasyonel riskin içsel metriklerle ölçümü de gerçekleştirilmektedir. Bankacılık süreçlerine ilişkin operasyonel riskin etkin yönetimi amacıyla yapılan iyileştirmeler çerçevesinde faaliyet kolları bazında sınıflandırılan veri altyapısı kullanılarak oluşturulan ve Operasyonel Risk Limit ve Erken uyarı seviyelerinin belirlenmesi sürecini ifade eden Operasyonel Risk Metodoloji Dokümanı Denetim Komitesi uygun görüşü ve Yönetim Kurulu onayı ile yürürlüğe girmiştir.
Piyasa Riski
Piyasa riski, Banka’nın bilanço içi ve bilanço dışı hesaplarda yer alan pozisyonlarında finansal piyasalardaki dalgalanmalardan kaynaklanan faiz, kur ve fiyat değişimlerine bağlı olarak ortaya çıkabilecek zarar ihtimalini ve bunun sonucu olarak da Banka gelir/gider kalemi ile öz kaynak kârlılığında meydana gelebilecek değişiklikleri ifade etmektedir.
Banka’nın maruz kaldığı piyasa riskinin ölçülmesinde, BDDK tarafından yayımlanmış olan “Standart Metot ile Piyasa Riski Ölçüm Yöntemi” esas alınarak “Kur Riski” ve “Faiz Riski” (Banka’nın Hisse Senedi Pozisyon Riski bulunmamaktadır) hesaplanmaktadır. Söz konusu yöntem çerçevesinde hesaplanan faiz ve kur riski toplamını içeren “piyasa riski” aylık olarak, “Yabancı Para Net Genel Pozisyon/Özkaynak Standart Oranının Bankalarca Konsolide ve Konsolide Olmayan Bazda Hesaplanması ve Uygulanması Hakkında Yönetmelik” kapsamında hesaplanan kur riski ise haftalık olarak hazırlanarak Kurum’a raporlanmaktadır.
Bankamızda yer alan alım satıma konu türev ürünlerin çeşitli piyasa koşulları altında getirebileceği kayıp tutarlarını analiz etmek ve uluslararası finans literatürü dikkate alınarak istatistiki bilgi edinmek maksadıyla Riske Maruz Değer (Value at Risk) ve Beklenen Kayıp (Expected Shortfall) hesaplamaları da gerçekleştirilmektedir.
Banka’nın kur riskine maruz pozisyonları günlük olarak takip edilmekte olup yetkili personel Yönetim Kurulu tarafından onaylanan Risk Yönetimi Uygulama Esasları çerçevesinde belirlenen limitler dâhilinde kalmak kaydıyla, piyasadaki gerçekleşmeleri ve beklentileri göz önüne alarak işlem yapabilmektedir. Banka faaliyetlerinin ve/veya piyasa koşullarındaki değişikliklerin pozisyon üzerinde yarattığı etkiler izlenmekte, Banka stratejisine uygun gerekli kararlar alınmaktadır.
Banka, varlık ve yükümlülükleri arasında kur riski açısından son derece dengeli bir politika izlemektedir. Yabancı para varlıklar ve yükümlülükler arasında para birimi, vade, faiz tipi uyumunun mümkün olan en yüksek düzeyde sağlanması esastır. Bu amaçla borçlanma stratejileri elden geldiğince Banka’nın varlık yapısına göre belirlenmektedir. Bunun mümkün olmadığı hallerde “cross currency” (para ve faiz) ve para swapları gibi türev ürünler kullanarak veya mümkün olduğu hallerde Banka’nın varlık yapısında değişiklikler yaparak uyumun sağlanmasına çalışılmaktadır.
Basel II 2.Yapısal Blok Riskleri
Bankacılık Hesaplarından Kaynaklanan Faiz Oranı Riski
TP ve Döviz cinsinden faize duyarlı varlık ve yükümlülüklerin, sabit ve değişken faiz bazında ayrımı ve bunların varlık ve yükümlülükler içindeki ağırlığının gösterilmesi suretiyle faiz oranlarındaki olası değişimlerin Banka kârlılığını nasıl etkileyeceği tahmin edilir. TP ve Döviz cinsinden “faize duyarlı” tüm varlıklarla yükümlülüklerin tabi olduğu faiz oranlarının vadesinde (sabit faizlilerde) veya faiz ödeme dönemlerinde (değişken faizlilerde) yenileneceği yaklaşımından hareketle, ilgili vade aralıklarında ilgili para birimi cinsinden faize duyarlı açık (fazla) tutar, yeniden fiyatlandırmaya kalan süreler itibarıyla (gapping raporu) ortaya çıkarılır. Faize duyarlı tüm varlık ve yükümlülüklerin faiz yenileme dönemlerine göre ayrıştırılması suretiyle piyasa faiz oranlarındaki olası değişmelerden Banka’nın hangi vade aralığında ne yönde etkileneceği belirlenir.
Döviz cinsinden ve TP cinsinden varlık ve yükümlülüklerin ağırlıklı ortalama vadeye kalan gün sayılarını gösteren tabloların, periyodik dönemler itibarıyla hazırlanması suretiyle varlık ve yükümlülükler arasında vade uyumsuzlukları (mismatch) belirlenir.
Yönetim Kurulu’nca onaylanan Risk Yönetim Esaslarına göre Banka, sabit ve değişken faizli farklı döviz cinslerinden varlık ve yükümlülüklerin uyumuna önem verilmekte ve faiz değişikliklerinin Banka kârlılığı üzerinde yaratabileceği olumsuz etkileri sınırlamak amacıyla yüklenilebilecek sabit/değişken faizli varlık ve yükümlülük uyuşmazlığı seviyesinin makul düzeyde tutulmasına özen gösterilmektedir.
BDDK tarafından 23 Ağustos 2011 tarihli 28034 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Bankacılık Hesaplarından Kaynaklanan Faiz Oranı Riskinin Standart Şok Yöntemiyle Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik” çerçevesinde faiz oranı şoklarının banka bilançosu üzerindeki etkisini ölçmeye yönelik stres testi niteliğindeki raporun gönderimine 2022 yılında da devam edilmiştir.
Yönetmeliğe göre, faiz şoklarının banka bilançosunda yaratacağı net bugünkü değer değişimlerinin ilgili aydaki özkaynağa oranının %20’yi geçmemesi gerekmektedir. İlgili oran, Banka’nın güçlü özkaynak yapısı ile varlık ve yükümlülük uyumunun yüksek olması nedeniyle yasal sınırın oldukça altındadır.
Likidite Riski
Banka’nın likidite riskine ilişkin genel politikası, çeşitli operasyonel şartlar altında potansiyel nakit akım ihtiyaçlarını karşılayabilecek tutarda uygun maliyetli bir likidite seviyesinin sürdürülmesine dayanmaktadır. Bu amaca yönelik olarak, mevcut kredi stokları ve mevcut nakit değerlerden hareketle nakit akım tabloları hazırlanmakta ve buna bağlı olarak ilave kaynak ihtiyacı ve zamanlaması belirlenmektedir.
Likidite yönetiminde likidite rasyolarının yanı sıra, diğer bilanço rasyoları, likit varlıkların tutar ve vade yapısına ve fonlama kaynaklarının çeşitlendirilmesine ilişkin kurallar da dikkate alınır.
Banka kısa vadeli likidite ihtiyacını, yurt dışı ve yurt içi Bankalardan temin edilen kısa vadeli krediler, para piyasalarından repo yoluyla temin edilen kısa vadeli fonlar, uzun vadeli likidite ihtiyacını ise Dünya Bankası, AYB gibi uluslararası kuruluşlardan temin edilen orta-uzun vadeli borçlanmalar ve tahvil ihracı gibi sermaye piyasalarından temin edilen fonlar yoluyla sağlamaktadır.
Banka kısa vadeli kredilerini kısa vadeli, orta-uzun vadeli kredilerini ise orta-uzun vadeli kaynaklardan fonlamaya çalışmakta ve bu konudaki uyumsuzluğu mümkün olduğunca azaltmaya çalışmaktadır.
Likidite yönetiminin genel sınırlarını belirlemede, Banka Yönetim Kurulu’nca kısa vadeli yükümlülükleri karşılamak üzere asgari likidite seviyeleri ve acil likidite kaynakları belirlenmiştir.
Bu çerçevede, likidite riskinde Türk Parası ve yabancı para için BDDK tarafından yayımlanan “Bankaların Likidite Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik”te öngörülen yasal sınırlar dikkate alınır.
Likidite açısından Banka, TCMB nezdinde TL ve Döviz piyasalarından borçlanma limitlerini ve yurt içi ve yurt dışı bankalardan kısa vadeli para piyasası borçlanma limitlerini mümkün olduğunca acil durumlarda kullanmak istemektedir.
Ayrıca olağanüstü acil durumların öngörülmesi veya tespit edilmesi hallerinde Yönetim Kurulunca onaylanan “Likidite Eylem Planı” uygulanır.
Likidite Eylem Planı, Bankanın likidite sıkışıklığından kaynaklanan yükümlülüklerini zamanında yerine getirememesi sebebiyle oluşabilecek riskleri bertaraf etmek, banka hissedarını, kreditörleri ve Bankanın likidite durumunun ve faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinden etkilenen tarafların hak ve çıkarlarını korumak amacıyla hazırlanmıştır.
Acil likidite ihtiyacının karşılanabilmesini teminen, “Likidite Riskinin Ölçümünde Esas Alınacak Oran”a ilave olarak kompozisyonu Hazineden sorumlu Genel Müdür Yardımcılığınca belirlenmek üzere Banka varlık büyüklüğünün asgari %1’i oranında likit varlık (Bankaların Likidite Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinde yer alan varlıklar) bulundurulur.
Yasal likidite yükümlülüklerine ilave olarak Banka’nın varlık ve yükümlülük kalemleri kalan vadelerine göre vadesiz, 1 aya kadar, 1-3 ay, 3-12 ay, 1-5 yıl ve 5 yıl üzeri olarak sınıflandırılarak ilgili vadelerdeki varlık-yükümlülük uyumu da yakından izlenir.
Yoğunlaşma Riski
Türk Eximbank Bankacılık Kanunu’nun Kredi Sınırlarına ilişkin 54. Maddesinden muaf olmakla birlikte Risk Yönetimi Başkanlığı tarafından yoğunlaşma riskine ilişkin belirlenen metrikler Yönetim Kurulu onaylı İçsel Limit ve Erken Uyarı Seviyeleri dokümanında takip edilmektedir. İlave olarak yoğunlaşma riskine İSEDES Raporunda yer verilmekte ve BDDK tarafından 31 Mart 2016 tarihli 6827 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Yoğunlaşma Riski Yönetimine İlişkin Rehber”inde yer alan yoğunlaşma riski yönetimi uygulanabilirliğinin göstergesi olan yöntemler kullanılarak risk ölçümü yapılmaktadır.
Ayrıca İSEDES Raporunda Çevresel ve Sosyal Riskler, İklim Bağlantılı Riskler, Ülke Riski ve Yapısal Faiz Riskine yer verilmekte ve ilgili risklere özgü parametreler dikkate alınarak stres testleri gerçekleştirilmektedir.